30 Ocak 2011 Pazar

Yüreğini Koy Ortaya !

Arkandaki rakiplerin hepsi puan kaybederken sen kazanıyorsun, liderle puan farkı daha iki haftada dokuzdan dörde iniyor. Ama yüzümün gülmesi, içimin adeta kıpır kıpır olması bundan değil. Çünkü haftalardır, aylardır bu azmi, isteği görmeyi bekliyorduk sahada. Maçın başından sonuna kadar mücadeleyi asla bırakmayan, sahada basmadık yer bırakmayan, hepsi çubuklunun hakkını sonuna kadar veren futbolcular vardı sahada. Uzun zamandır beklenen tablo buydu zaten ve ligin en kritik maçında, kader haftasında bu konsantrasyonu sağlamak, bu karakteri ortaya koymak çok önemliydi. Üst düzey bir top oynamadık maçın 20-25 dakikası dışında ama maçın tamamında müthiş mücadele ettik ve bu hırsla maçı kazanmayı başardık. 


Şimdi notlarımıza geçelim:
-Hoşgeldin Okul Açık: UNİFEB, CK ve VAMOS'un dönüşünün yarattığı hava tribünlere çok güzel yansımıştı. Özlenen tabloya daha yaklaşamasa da sezonun en iyi tribünüydü demek mümkün. Maç öncesi yapılan kareografiyle de  Okul Açık 'Ben döndüm' dedi adeta. Özlemiştik, hoşgeldiniz diyoruz...
-Fenerbahçe Takımı: Kimseyi bireysel olarak ele almaya gerek yok. Elbette öne çıkan oyuncular oldu; ama sahada çubukluyu taşıma gururunu hak etmeyen tek bir isim yoktu. 'Yenilsen bile maçın sonunda, sırılsıklam olsun o forma' anlayışına nihayet layık olan bir tablo izledik. Aferin çocuklar, çok kritik gelecek üç haftada da bu anlayışı sürdürürsek yolumuz açık inşallah !
-Trabzonspor Takımı: Onların futbol anlayışını değerlendirmek bana düşmez; ama inanılmaz gergin bir tablo sergilediler. Daha önceki yazılarda da yazdığım üzere iki kötü sonuçta dağılmaya müsait bir camia olduklarından bu gerginliklerinin ilerleyen haftalarda artarak süreceği sonucuna varılabilir. Seviyeyi korumak adına maçta yaptıkları çirkefliklere girmek istemiyorum.
-B.G.: Hakem demeye dilimin varmadığı B.G. ve eyyamları hakkında bu platformda yorum yapıp kirlilik yaratmak istemiyorum.    


Son olarak sevgimizin sonsuz olduğu hocamıza değinelim. Bu maç açıkçası galibiyete Fenerbahçeliliğimden çok Aykut Kocaman için sevindim. İçinde ne fırtınalar koptuğunu, ne kadar gergin olduğunu tahmin bile edemiyorum. Atılan gollerde nezaketini korumak için ve rakibe saygısından hafifçe gol deyişi, haklı ve naif sevinci ile taraftarın da kendisine sahip çıkması ve son dakikalarda açılan pankart benim çok hoşuma gitti açıkçası. 
Bence bugün takıma benimsettiği oyun stratejisi ile maçın kilidini açan kendisiydi. Aykut Hocamız her şeyin en iyisini hak ediyor, inşallah uzun yıllar bu camiada nice başarılar yakalar ve o karakterli duruşunu izlemeye devam ederiz. Her ne kadar bu platformda seviyeyi korumaya özen göstersek de Şenol Güneş'in Aykut Hoca'ya karşı takındığı kibirli tavırlara o kadar doldum ki kendimi bu noktada tutamayacağım:

"Nasıl Koydu Aykut Kocaman, Kocamaan, Kocamaaaan..."

Şimdi yarış yeniden başlıyor. Trabzon cephesi, daha iki haftada kaybedilen beş puan ve son üç resmi maçta alınan sadece bir beraberlik-iki mağlubiyetle hem ilk devre sonundaki havadan çıktı hem de büyük bir güven sarsıntısı yaşıyor. Bizse şampiyonluk havasına girdik, sıkıntılar rafa kalktı, görüntü toz pempe. 

Çok formda ve kaliteli takımlarla karşılaşacağımız önümüzdeki üç hafta şampiyonluk yolunca çok kritik. Ama bugünkü mücadele ve azmi sergilediğimiz müddetçe süreç o kadar zor değil. Sahaya yüreğinizi koyun yeter ! 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder