27 Aralık 2012 Perşembe

Yaran İçerde

Fenerbahçe ile Galatasaray arasında 16 Aralık günü Türk Telekom Arena Stadyumu'nda oynanan maçta gördüğü kırmızı kart sonrası hakeme yönelik eylemleri dolayısıyla Meireles'e verilen ceza malumunuzdu. Yayıncı kuruluşun ne hikmetse maçtan tam 4 gün sonra çıkan ve itiraz anının farklı açılardan görüntülerini içeren videodan net bir biçimde anlaşılacağı üzere Meireles'in sert bir tepki verdiği, hakeme vurgulu biçimde sözler söylediği, lakin tükürmediği konusunda at gözlüklerini kenara koymaya başarmış herkes hemfikir. Yine bir kulübe yakınlığıyla bilinen gazeteciler(!) tarafından servis edilen videoyla (görüntü üzerine görüntü bindirilmesi ve görüntünün yavaşlatılması suretiyle) Meireles'in tükürdüğü algısı yaratmaya çalışılarak tahkimden çıkacak kararı etkilemeye çalışanları da bu süreçte bir kez daha gördük. Süreci bu biçimde özetlememiz mümkün.

Bununla birlikte olaya Meireles penceresinden bakıldığında; hakem raporu ile çelişen görüntüler hangisinin geçerli olacağı konusunda hakem raporu lehine oluşan manipülasyona da fazlasıyla şahit olduk. Burada Futbol Disiplin Talimatı'nın ilgili maddeleri oldukça açıklayıcı:

İşte Fenerbahçe ve Meireles savunma mekanizmasını bu ilgili maddelerin verdiği hakla video görüntülerinde türlü oynamalara rağmen bulunamayan 'tükürük' üzerine kurdu. Nitekim ilgili savunmanın doğru işlemesi ile Meireles'in alt limitten verilen 8 maçlık tükürük cezası doğal olarak kaldırıldı ve hakeme yönelik sportmenliğe aykırı hareketin öngördüğü 3-7 maçlık cezadan da 5 maç ceza alması uygun görüldü. Hakemin raporunda niye yalan ifade kullandığı, yalan ifade kullanmadığı rapor değiştirildiyse bunun kim tarafından ve ne için yapıldığı gibi sorular üzerinde yoğunlaşmak mümkün.

Tahkim Kurulu'nun görev yapısına uygun biçimde yaptığı bu ceza indirimi "ateşlerin üfleyerek söndürülemeyeceğine" inanan konunun doğrudan muhatabı dahi olmayan Galatasaray Spor Kulübü'nü bir açıklama yapmaya itmiş. Spor dünyasının her paydaşı gibi üzerine vazife olmasa da Galatasaray Spor Kulübü'nün de elbette konu hakkında "akil" açıklamalar yapma özgürlüğü mevcut. Lakin söz konusu açıklamayı söz konusu kulübün geçmişi, eylemleri ve ilgili olayın içeriği açısından değerlendirdiğimizde nefretin dışa vurumundan öte gidemeyen biz 'zırva' olarak görebiliriz ancak. İsterseniz açıklamayı bir irdeleyelim:


Dün yargı kararlarını umursamayan bir federasyon, bugün de Raul Meireles’in cezasını 4 maça düşürerek bu kez kanıtları hiçe saymıştır. 
Söz konusu  kulüp bünyesine federasyondan transfer ettikleri "jurnalci" CEO'nun tarzı olarak hüküm vermeyi adet edinmiş olmaları doğal; lakin yargı kararlarının en üst ilgili hukuki mertebe tarafından onanmadıkça geçerli kılınamayacağını hatırlatalım. Üstelik aynı paragraf da dile getirdikleri "kanıtlar" hiçe sayıldığı için değil, aksine değerlendirildiği için Meireles'in cezasının düşürüldüğü bilgisini de ekleyelim.
Hakem raporlarına rağmen yapılan bu indirim, yalnız kamu vicdanına değil, sporda adaleti sağlamakla görevli hakemlik müessesesine de vurulmuş büyük bir darbedir.
Kamu vicdanını en basit biçimde "toplumun adalet, eşitlik, dürüstlük gibi değer yargılarını göz önünde bulundurur durum" diye nitelendirebiliriz. Bu durumda haksız verilen bir cezanın kamu vicdanını yaralayacağı aşikardır. Bu durumda kamu vicdanını yaralayacak olan cezanın indirilmesi değil, ilk haliyle muhafaza edilmesi olacaktır. Keza sadece yakın geçmişte Türkiye'nin en iyi hakemi olarak gösterildiği dönemde Ali Aydın'ın, pek çok önemli maç ve derbiye çıkarken Bünyamin Gezer'in hakemliğini bitirmiş bir camianın hakemlik müessesine burulan darbeye yönelik hassasiyeti gerçekten göz yaşartacak cinsten. 
Futbolda şiddet ve saldırganlığın ortadan kalkması, her şeyden önce kurumlarına duyulan güvenle sağlanabilir. Oysa bu karar ile Türk spor dünyasına, bir kez daha keyfi bir idarenin gölgesi düşmüş, futbol tarihimize yıllarca üzerimizden atamayacağımız bir leke daha sürülmüştür.  


Kendimi tekrarlamak istemesem de delillerin öngördüğü şekilde makul olarak gidilen ceza indirimini "futbol tarihimize yıllarca üzerimizden atamayacağımız bir leke" olarak tanımlamak cezaya muhatap futbolcunun bağlı olduğu kulübe duyulan nefretten daha uygun sebeplerle açıklamak imkansız.


Bu mantık ve akıl dışı açıklama için gösterebileceğim en makul sebep içinizdeki nefret. 
Ama ona ne yara bandınız, ne bu açıklamanız fayda sağlar. 
Neden mi ? 
Yaran İçerde ...