7 Ocak 2011 Cuma

Fenerbahçe'nin Dopingle İmtihanı !

Geleceği dedikoduları ayyuka çıkmaya başladığında ihtimal vermiyordum, geldiğinde bile inanmakta zorlanıyordum. Dile kolay bir takım sporunda o an dünyanın en iyisi damgasıyla mücadele eden bir sporcu Fenerbahçemize geliyordu. Diana, takıma da taraftara da çabuk alıştı. Artık onun önderliğindeki Fenerbahçe için Final Four değil şampiyonluk dillendirilmeye başlanmıştı. 


Derken Diana'nın üst üste çıkmadığı maçlar, şüphe doğurmaya başladı. Önce sakatlık, hastalık, sonra hocayla tartışma, Birsel'le kavga hatta Penny ile ilişki iddiaları derken bir doping iddiası atıldı ortaya. İhtimal vermedim önce, hala da verdiğim söylenemez pek. Diana'nın güçlendirici içerikli madde kullanması ancak Messi, Usain Bolt gibi isimlerin kullanması kadar olası, yani neredeyse böyle bir ihtimal yok. Benim şahsi kanaatim sonuçlarda yüksek olasılıkla bir hata olduğu veya çok düşük bir ihtimal olarak kullandığı bir ilacın ya da maddenin içinde yasaklı modafinil maddesinin bulunduğu, kendisinin de bunun yasak olduğunu bilmediği yönünde. 


Sonuç olarak Diana'nın her iki numunesinde de yasaklı madde tespit edildikten sonra beklenen oldu ve Fenerbahçe Spor Kulübü, Dee'nin sözleşmesini karşılıksız feshetti. 
Şimdi anlama zorluğu çekenlere istinaden bazı konulara dikkat çekmek lazım;


1. Bazıları; bu olayı 2 sene önce Efes Pilsen de yaşanan olayla eş tutmuştur. Efes Pilsen olayında Türkiye'ye girmesi yasal olmayan, vücudun üretmesinin mümkün olmadığı ve kanda sıfırlanma süresi çok kısa olan bir maddenin maç günü kurayla doping testine tabi tutulan iki oyuncuda birden (birinde sınır değerin altında) bulunması söz konusu. Kurayla belirlenen iki oyuncuda birden vücutta doğal yollardan yer alması mümkün olmayan performans artırıcı maddeye rastlanması olayı tesadüf olmaktan çıkarıp organize bir durum ihtimaline götürüyor. 


2. Bazıları; A numunesi açıldıktan ve pozitif olduğu ortaya çıktıktan sonra, daha önce Pondexter'ın A numunesinin (+), B numunesinin ise (-) çıkmasına gönderme yaparak, Fenerbahçe'nin sonuçları etkilediği ve Diana'da da aynı yöntem izleyeceği iddiasında bulunmuş, ancak öyle olmadığını gördüklerinde de "Güçleri Buna Yetmedi" deme aymazlığını göstermişlerdir. Gözünü "Fenerbahçe Düşmanlığı" karartmış bu kişilere verilecek cevap yok malesef. 


3. Bazıları; kendi internet sitelerine akıllarınca "Bu gelmiş, bundan içmiş, bu yakalamış, bu da doping yapana 'istifa et' demiş" yazan komik olduğunu sandıkları girişler hazırlamıştır. 
Daha B numunesi açılmadan, dolayısıyla sporcunun suçluluğu kesinleşmeden “Taurasi’nin B numunesinde de bir değişiklik olmaz. Çünkü testleri gerçekleştiren laboratuvar, pozitif çıkan sonuçları birkaç kez tekrarlıyor. Taurasi normalde 2 sene ceza alır”  açıklaması yapan Turgay Atasü'nün istifaya çağrılma sebebinin doping olayının ayyuka çıkması değil, Basketbol Federasyonu Sağlık Kurulu Başkanı olmasını hiçe sayarak yaptığı hukuka aykırı açıklamalar olduğunu anlayamayan ve "Değil Türkiye'de Avrupa'da bile alanında otorite olan bir bilim adamı" olunca insanları suçsuzluğu kesinleşmeden yargılama hakkının edinildiğini de sanan kitleler de oluşmuştur.


4. Bazıları, süreç boyunca Fenerbahçe'nin olayı örtbas etmeye çalıştığını, bu yüzden basına açıklama yapmadığını iddia etmiştir. Oysa olayın resmiyet kazanması için izlenmesi gereken bir prosedür söz konusu olup bu prosedür gerçekleşmeden sporcunun zan altında bırakılması akla mantığa olduğu gibi hukuka da aykırıdır.


5. Son olarak bazıları; Fenerbahçe'nin doping karşıtı kararlı tavrı konusundaki samimiyetini ölçmeye yeltenmiştir. Bu tavırdakilere verilen en uygun cevapsa henüz suçluluğu kesinleşmemesine, tahkim ve CAS yolu açık olmasına, cezası belli olmamasına  ve söz konusu ismin "Dünyanın En İyi Bayan Basketbolcusu" olmasına rağmen, Fenerbahçe yönetiminin sözleşmesini derhal feshetmesidir. Fenerbahçe'yi samimiyet testine sokanların Hasan Şaş'ın doping cezası aldıktan sonra kaç sene Galatasaray forması giydiğini, Kerem Gönlüm'ün hala hangi takımın sporcusu olduğunu inceleyip ondan sonra kendi samimiyetlerini sorgulamalarını öneririm.



Bu forma için akıttığı her damla ter için Diana'ya saygılarımı ve şükranlarımı sunuyorum. Seni hep aşağıdaki gibi hatırlayacağız DEE!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder