Varan 1: TBF Sağlık Kurulu Başkanı olan Prof. Dr. Turgay Atasü
Beyimiz "Taurasi’nin B numunesinde de bir değişiklik olmaz. Ben bugüne kadar böyle bir değişiklik görmedim. Çünkü bu testleri gerçekleştiren laboratuvar, pozitif çıkan sonuçları bir kaç kez tekrarlıyor. Taurasi bu duruma göre normalde 2 sene ceza alır. Dünya basketbolunun zirvesinde biri ama ne yapalım, o da kullanmasın. Hiçbir suçlu 'Ben yaptım' demez. B numunesi çıktığında göreceğiz. Tüm yapanlar inkar eder." diye buyurmuştu. Daha ikinci numune bile açılmadan Taurasi'nin cezasını veren, Hacettepe'nin tesislerini Avrupa'nın en iyisi olarak niteleyen şahıs şimdi huzurludur umarım.
Varan 2: Forza Beşiktaş
Bazıları; kendi internet sitelerine akıllarınca "Bu gelmiş, bundan içmiş, bu yakalamış, bu da doping yapana 'istifa et' demiş" yazan komik olduğunu sandıkları girişler hazırlamıştır.
Daha B numunesi açılmadan, dolayısıyla sporcunun suçluluğu kesinleşmeden “Taurasi’nin B numunesinde de bir değişiklik olmaz. Çünkü testleri gerçekleştiren laboratuvar, pozitif çıkan sonuçları birkaç kez tekrarlıyor. Taurasi normalde 2 sene ceza alır” açıklaması yapan Turgay Atasü'nün istifaya çağrılma sebebinin doping olayının ayyuka çıkması değil, Basketbol Federasyonu Sağlık Kurulu Başkanı olmasını hiçe sayarak yaptığı hukuka aykırı açıklamalar olduğunu anlayamayan ve "Değil Türkiye'de Avrupa'da bile alanında otorite olan bir bilim adamı" olunca insanları suçsuzluğu kesinleşmeden yargılama hakkının edinildiğini de sanan kitleler de oluşmuştur.
Varan 3: Türk Spor Basınının Güzide Yazarları
Ünal Özüak: "...Güzel güzel oynar, ESPN dergisine cüretkar pozlar verirken ne kalkarsın bu işlere.. İstanbul Üniversitesi maçı sonrası yapılan doping testi sonucu Fenerbahçe Bayan Basketbol Takımı oyuncusu Diana Taurasi'nin alınan idrar örneğinde WADA'nın yasaklı uyarıcı maddeler listesinde yer alan Modafinil'e rastlandı...Sezen'in şarkısında ki gibi "masum değiliz hiçbirimiz". O zaman ne yapacaksın? Önce kendi tencerenin dibine bakacaksın."
Hıncal Uluç: "...Basketbol federasyonunun, Fenerbahçelilerin idrar örneklerini Köln'e gönderilmesi isteğini kabul etmesi bir skandal, yüz karası. Ben Türkiye Doping Merkezi'nin yerinde olsam Fenerbahçe'yi de federasyon başkanını da mahkemeye verirdim.Çünkü bu bir aleni hakaret. Onlar çünkü şüpheli meselesi değil. Doping bir kimya olayı. Orada uluslararası dopingle mücadele ajansının akredite ettiği bir şeyde bu kimyasal araştırmanın yanlış yapılması söz konusu değil... "
Zeki Çol: "Hacettepe, testlerden yüzde yüzlük bir başarıyı tutturarak çıkmış bir merkez. Yetmiyor, WADA, Türkiye'de herhangi bir spor dalında, herhangi bir sporcunun örneğiymiş gibi, araya karıştırma yöntemiyle çok özel numuneleri de bu merkeze dolaylı olarak iletiyor. Hacettepe'nin son dönemlerdeki performansı bu anlamda da üst düzey...Yani Hacettepe'de sorun değil, bir yüz akı tablosu var."
Bu herifler için fazla kelam etmeye gerek yok, zaten muhtemelen söylediklerini inkar etme yüzsüzlüğünü her zaman olduğu gibi bir kez daha göstereceklerdir.
Varan 4: Gençlik ve Spor Genel Müdürü Yunus Akgül
Yunus Akgül, "Hacettepe Üniversitesi bünyesinde kurulan WADA (Dünya Anti Doping Ajansı) lisanslı Türkiye Doping Kontrol Merkezi’nin by-pass edilmesini eleştirerek “Ülke olarak bu laboratuarın kurulması için milyonlarca lira yatırım yaptık. Doping örneklerini nereye gönderirlerse göndersinler, farklı bir şey çıkmaz. Laboratuarımız dururken federasyonlarımızın başka ülkelere gidip laboratuar aramaları kesinlikle kabul edilemez!” demiş. Bu ülkede yapılan pek çok yatırım gibi demek ki bu laboratuar için yaptığınız yatırım da boşmuş, tabi bu olayın masumane olduğu ve herhangi bir komplo olmadığı varsayımıyla varacağımız sonuç. Beyimizin de Hacettepe için görüşlerini gözden geçirmesi gerek gibi görünüyor.
Varan 5: Spor Kamuoyu
Genel manada spor kamuoyu, Fenerbahçe'nin anında gösterdiği irade ile hedeflerinden sapmayı göze alarak Taurasi'nin sözleşmesini feshetmesine rağmen ısrarla Fenerbahçe'ye vurmayı sürdürmüştür. Bu noktada Fenerbahçe "dünyanın en iyi oyuncusu" diye anılan bir ismi kaybetmeyi göze almıştır; ancak Fenerbahçe'yi samimiyet testine sokanların Hasan Şaş'ın doping cezası aldıktan sonra kaç sene Galatasaray forması giydiğini, Kerem Gönlüm'ün hala hangi takımın sporcusu olduğunu inceleyip ondan sonra kendi samimiyetlerini sorgulamalarını öneririm.
Varanların sayısını artırmak mümkün. Malum ağzı olan konuşuyor hele ki konu Fenerbahçe olunca ahlakçıların(!) , temizlikçilerin(!) sayısında ciddi bir artış yaşanıyor.
Peki şimdi ne olacak?
--Henüz ikinci numune test edilmediğinde de görevini ihlal etmiş olan Turgay Atasü şimdi bu ayıp da eklenince TBF Sağlık Kurulu Başkanlığı görevinden istifa edecek mi?
--Bir sporcunun spor hayatını neredeyse yanlışlıkla(!) bitirecek olan Hacettepe Doping Kontrol Merkezi'ndeki sorumlular istifa edecek mi?
--Bir sporcu için hem de branşında dünyanın en iyisi olan bir sporcu için yapılabilecek en kötü karalama ve suçlamayı yapıp sonra "pardon, yanlışlık oldu yeaa" deme arsızlığını gösteren TBF'deki ilgili kurulun üyeleri istifa edecek mi?
--Artık görevi süresince olan skandalların aştığı Turgay Demirel istifa edecek mi?
Ben cevabını vereyim, bunların hiçbiri olmayacak. Suçlular hiçbir şey olmamış gibi arsızca, yüzsüzce, umarsızca, utanmadan görevlerine devam edecekler. Ve Avrupa şampiyonluğu hedefiyle Türk spor tarihinin herhangi bir branştaki en iyi takımlarından birini oluşturan Fenerbahçe mağduriyetiyle kalacak. Taraftar da Diana ve Penny'den kalan güzel günlerin hatıralarıyla yetinecek.
Bu skandalda suçu olan herkese koca bir Yazıklar Olsun!
Not: Tüm bu skandallara, kadrodaki bunca değişikliğe, kısıtlı rotasyona rağmen; ciddiyetini kaybetmeden mücadelesini sürdüren, her maçta formanın hakkını sonuna kadar veren ve başarılı gidişatını sürdüren bayan basketbol takımını ve koç Ratgeber'i takdir etmek gerek, aynen devam!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder