-Takım halinde mücadelemize çok diyecek bir şey yok. Maçı istedik, doğru işler de denedik; ama pozisyona giremedik pek. Emre olmayınca zaten top çıkarmak zorken bir de hem Stoch hem Dia kenarda olunca iyice kilitlendik zaman zaman. Yine de bulduğumuz fırsatlarda top biraz sevse bizi bugün galibiyet içten bile değildi.
-Anladık ki olmuyor Özer. Ha oldu ha olacak derken yok olup gidecek gibi duruyor bu çocuk. Bir olumlu iş yapıyorsa ki o da çok nadir, iki olumsuz yapıyor. Bir ileri iki geri oynuyor. Bu takımın topçusu değil bu aşikar. İyi bir yedek olur mu, eh belki.
-Daha 5. dkda Ivankov'un vakit geçirme çabasına, Bursalıların maç boyu yatmalarına en uygun düşecek kelam "ay ayol ... bursa" idi ama malum saha kapatma sınırındaydık. Kitlesel olmasa da bol bol bireysel söyledim bu cümleyi. Bir şampiyonluk kazanılınca büyük olunamayacağını anlamıştır sanırım herkes. Hoş 13 tane kazanılınca büyük olunur mu, o da tartışmaya açık. Bir de hocaları var bunların "adam gibi adam"(!) denen. Bir tek ben mi görüyorum anlamıyorum. Her maçta hakemin her kararında taç çizgisine kadar giren, hakemlere bol bol söven bu herif mi adam. Bu herif adamsa, Aykut Kocaman peygamberdir bence.

Daha yol uzun. Yedi hafta için iki puan fark hiçbir şey değil. Ben bu arzuyu gösterdiğimiz müddetçe şampiyonluğa inanıyorum. Ancak haftaya bir kaza yaşanmaması önemli kritik Eskişehir deplasmanında. Bu maç nazar boncuğu olsun, böyle mücadele ettikten sonra sizin de canınız sağolsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder